25 Haziran 2014 Çarşamba

Burhaniye'de Çocuk Olmak;



Yorgancılar Sokak’ta, Rum ustalar tarafından yapılan (şimdiki Otantik Gözleme Evi) oturuyoruz. Mahalle arkadaşlarım Sarı Ahmet , Kemal, Ferit falan... Hepsi erkek; kızlarla oynamayı sevmiyorum ama oğlanlar da beni istemiyor. Her akşam üzeri bir yerden su geliyor, kaldırıma oturup ayaklarımızı sallayıp eğleniyoruz. Yazlık konsepti falan yok henüz. Oğlanlar tahtaya çiviler çakıp gemi yaparak yüzdürüyorlar o suda. 

Bana “kendi gemini yapabilirsen seni bizim çeteye alırız.” diyorlar. Bayağı bir uğraşıdan sonra çivileri tahtaya çakıp, aralarını iplerle süsleyip ilk gemiciğimi yapıyorum. Yaşasın, çetedeyim artık! 
İlk icraat: Evlerin kapılarını işaretleyeceğiz önceden, sonra o kapıları çalacağız. Biz saklanacağız ama sen çıkıp nanik yapacaksın ev sahibine diyorlar, tamam diyorum. Ondan sonra asil üye olacağım. Ve tabi ki yapıyorum. Saniye Teyze’nin kapısını çalıyorum. Çete takipte, kadıncağıza nanik yapıyorum, rezalet!!

Artık çetenin üyesi oldum, tüm küfürleri biliyorum; Allah’tan manalarını bilmiyorum. 
Eve gelen, nasılsın diyen herkese küfür ediyorum. Annem delirmek üzere. En son Baise teyze eve geldiğinde küfrediyorum.  Akşam durum babama anlatılıyor, çok sağlam bir dayak yiyorum. Farketmez çete beni seviyor, devam küfüre.

Babam akşam ezanı olduğunda evde olacaksın diyor, ezan başlar başlamaz eve doğru koşmaya başlıyorum ve son anda yetişiyorum. 100 metrede Burhaniye rekorlarım vardır, bazen de ikindi ezanını akşam zannedip boşu boşuna eve kadar koşabildiğim oluyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder